
Ceza Davası Nedir
Ceza muhakemesi ya da halk arasında bilinen adıyla ceza davaları, ceza hükmü içeren fiillerin ceza hükümlere aykırı olup olmadığının ve gerçekleştirilen fiilin hangi hükme tabii olacağının araştırıldığı davalardır.
Ülkemizde ceza davası açılabilmesi için, suçun ve suçun faili olduğu iddia edilen kişinin tespiti ve yapılan soruşturma sonucunda yeterli şüphe ile bu şüpheyi destekleyecek delillerin toplanması zorunludur. Suç işlendiği bilgisi edinildiğinde, adli makamlar tarafından yürütülen araştırma sonucunda yeterli delil elde edilirse, şüpheli hakkında düzenlenen iddianame ile Cumhuriyet Savcısı tarafından kamu adına ceza davası açılması talep edilir. İddianamenin kabul edilmesiyle birlikte, kovuşturma aşaması, yani halk diliyle ceza davası açılmış olur.
Ceza davasının başlamasıyla artık sanık sıfatını alan şüphelinin ve müdafisinin iddialara karşı sunduğu beyanlar savunmayı oluşturur. Bu bağlamda; Cumhuriyet Savcısı ve katılan sıfatı almış suçtan zarar gören müşteki, ceza davasının iddia ayağını oluştururken sanık ve müdafisi ise ceza davasının savunma ayağını oluşturur.
Ceza davalarında nihai amaç somut gerçeğe ulaşmaktır. Bu kapsamda mahkemelerin görevi ise re’sen araştırma yaparak, iddia ile savunma makamlarının görüşlerini değerlendirerek ve dosya kapsamında toplanan delilleri inceleyerek iddiaya konu suç ve sanık ile ilgili olarak vicdani kanaati doğrultusunda hüküm tesis etmektir. İddia, savunma ve yargılamadan oluşan bu ortak faaliyete ceza muhakemesi / ceza davası denir.
Ceza Dava Süreci Nasıl İşler?
Ceza davalarının süreci birden çok evre ve aşamadan oluşur.
Bunlar;
- Soruşturma Evresi
Ceza davalarındaki veya ceza yargılamalarındaki sürecin birinci aşaması soruşturma (ön soruşturma) evresidir. Soruşturma evresi, görevli makamların suç şüphesini öğrenmesi ile başlar. Suç şüphesinin öğrenilmesi, görevli makamın suçu re’sen öğrenmesi, suçtan zarar görenin şikayetçi olması veya suçun ihbarı şeklinde gerçekleşebilir.
Soruşturmanın sorumlu makamı Cumhuriyet savcısı olup, savcılık suç şüphesinin öğrenilmesi ile araştırma yapmaya başlayacaktır. Cumhuriyet savcısı, şüpheli lehine ve aleyhine olan delilleri somut gerçeğe ulaşmak için toplayacaktır. Cumhuriyet savcısı elde ettiği deliller sonucunda yeterli şüpheye ulaşmaz ise şüpheli hakkında takipsizlik kararı verebilir. Eğer, suçun işlendiği ve suçu kimin işlediği hakkında yeterli şüphe mevcut ise şüpheli hakkında iddianame düzenleyecek ve görevli ceza mahkemesine iddianameyi sunacaktır. Görevli mahkeme iddianameyi kabul etmesiyle birlikte soruşturma aşaması sona erer.
- Kovuşturma Evresi
Kovuşturma evresi, iddianamenin görevli mahkeme tarafından kabulü ile başlar. Cumhuriyet Savcısının, soruşturmasını tamamlaması ve hazırladığı iddianameyi mahkemeye sunması ile görevli mahkeme onbeş gün içerisinde iddianamenin kabulü veya iadesi hakkında bir karar tesis edecektir. İddianame, mahkeme tarafından kabul edilirse, ceza davasının kovuşturma evresi ile başlar. Bu evrede ceza yargılamasına konu fiilin cezai niteliği, isnat edilen suçun sanık tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği ve somut olayın gerçekleşme şeklinin kanundaki karşılığı gibi hususlar tartışılarak, uyuşmazlık hakkında bir hüküm verilecektir. Ceza davalarının belki de en önemli aşaması olan ceza davası duruşmaları da bu evrede gerçekleşecektir. Bu aşamanın sorumlu makamı görevli ve yetkili mahkemedir. Mahkeme kovuşturma aşamasında, re’sen araştırma yapacak, huzuruna sunulan delilleri tartışarak somut gerçeğe ulaşacak ve iddia ve savunma makamlarının
beyan ile görüşlerini değerlendirerek hüküm tesis edecektir.
Ceza Davası Nasıl Açılır?
Suç şüphesinin, ihbar üzerine, şikayet üzerine veya re’sen öğrenilmesi akabinde Cumhuriyet savcısı, yapacağı soruşturma ile somut olayı aydınlatmak için araştırma yapacaktır. Bu süreçte toplanan deliller suçun işlendiği ve işleyen kişi hakkında yeterli şüpheye ulaşılması halinde; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenleyerek, kamu adına ceza davası açılması talebi ile düzenlenen iddianamenin görevli ve yetkili mahkemeye sunacaktır. İddianamenin, görevli mahkeme tarafından kabul edilmesiyle birlikte kovuşturma aşaması başlayacak ve ceza davası açılacaktır.
Ceza Davası Açılması İçin Nasıl Şikayetçi Olunur?
Şahsınıza karşı işlenen bir suça dair suç duyurusunda bulunmak için sözlü veya imkanınız varsa yazılı olarak, kolluk birimlerine ya da savcılığa başvurarak şikayetçi olabilirsiniz. Yazılı başvuru ile şikayet, dilekçe ile yapılmakta olup, dilekçenizde başvurduğunuz makamı, suçtan zarar gören şikâyetçinin adı, soyadı, T.C. kimlik numarası ve adresi belirtilmelidir. Suçun ne olduğu ve olayın kısa ve öz bir şekilde anlatılması gerekmektedir. Eğer biliniyorsa suçu işleyen kişinin adı, soyadı ve adresi varsa yazılmalıdır. Eğer başvuran kişinin suçu kanıtlayan tüm deliller varsa bu husus yine dilekçeye eklenerek kamu davası açılması talebinde bulunulmalıdır. Yazılı veya sözlü farketmeksizin, şikayette bulunmak, herhangi bir ücrete tabii değildir.
Ceza Davalarında Duruşma
Duruşma, ceza yargılamasının temel unsurlarından biridir. Ceza davalarında duruşma, suç isnadı altında olan sanığın savunma hakkını kullanabileceği, delillerin tartışılabileceği bir platform sağlar. Duruşmanın yapılma usulü kanun ile belirlenmiştir. Duruşmalar, doğrudan doğruya, sözlü ve istisnai durumlar hariç olmak üzere kamuya açık şekilde yapılır. Yargılama esnasında hakim/hakimlerin, Cumhuriyet savcısının, kanunun atanmasını öngördüğü hallerde zorunlu müdafinin ve istisnai haller dışında sanık duruşmada hazır bulunur.
Ceza Davalarında Duruşma Bildirilir Mi?
İddianamenin kabulünden sora mahkeme duruşma duruşma günü belirleyecektir. Mahkeme bu aşamadaki işlemlerini tensip zaptı tespit edecek ve yazıya dökecektir. İşlemler tamamlandıktan sonra mahkeme, ceza davasına dair iddianameyi ve duruşmayı bildiren çağrı kağıdını duruşmada hazır bulunması gereken kişilere tebliğ edecektir.
Burada dikkat edilmesi gereken, mahkemenin tayin ettiği ceza davası duruşma günü ile çağrı kağıdının tebliğ edildiği tarih arasında en az bir haftalık süre olması gerekliliğidir. Bu sürenin ihlali halinde, sanığa duruşmaya ara verilmesini isteme hakkı olduğu bildirilmelidir. Ancak çağrı kağıdının tebliğ tarihi ile duruşma tarihi arasındaki sürenin bir haftadan az olduğu ceza davasında sanık tarafından ileri sürülmezse, hukuka aykırılık hali artık ortadan kalkacak ve duruşma normal kağıdının
ekine konularak bildirilecektir.
*Ceza Davalarında Örnek Çağrı Kağıdı*
**Ceza Davalarında Örnek Tensip Zaptı**
Ceza Davasına Gitmek Zorunlu Mu?
Kural olarak sanık tarafın duruşmada hazır bulunması zorunludur. Zira sanığın savunması alınmadan yargılaması yapılamaz. Usule uygun şekilde ceza davasından ve duruşmadan haberdar edilen sanık mazeretsiz şekilde duruşmada hazır bulunmazsa CMK madde 193/1 hükmü gereğince sanığın zorla getirilmesine karar verilir. Yine bunlar dışında mahkeme, sanığın duruşmada hazır bulunmasına, zorla getirme kararı veya yakalama emriyle getirilmesine her zaman karar verebilir.
Ancak bu durumun yine istisnaları mevcuttur.
CMK Madde 193
(1) Kanunun ayrık tuttuğu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.
Ceza Davalarında Sanık Hazır Bulunmaksızın Duruşma Yapılması
Sanığın duruşmada hazır bulunması kural olarak zorunlu olsa da; CMK hükümleri ile bunun istisnaları da belirtilmiştir.
Buna göre;
- Suçun adli para cezasını veya müsadere cezasını gerektirmesi halinde, sanığa gönderilen çağrı kağıdı ile gelmemesi halinde de duruşmanın yapılacağının bildirilmesi kaydıyla sanık yokluğunda duruşma yapılabilir.
- Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa dava sanık yokluğunda bitirilebilir
- Mahkemenin, sanığın duruşmadan bağışık tutulma istemini kabul etmesi halinde sanık artık duruşmada hazır bulunmak zorunda değildir.
- Sanığın sorgusu yapılmış ise, sanığın diğer duruşmalardaki yokluğunda dahi duruşma yapılabilir ve hüküm tesis edilebilir.
- Sanığın duruşma salonunda hazır bulunduğu esnada, gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilen tanığın veya suç ortaklarının dinlenmesi amacıyla sanık duruşma salonundan çıkartılabilir. Ancak tanığın veya suç ortağının dinlenmesinin ardından sanık duruşma salonuna geri getirilecek ve alınan beyanlar hakkında bilgilendirilecektir.
Ceza Davalarında İlk Duruşma Nasıl Olur?
Ceza davalarında duruşmada hazır bulunanların tespiti ile başlar. Buna göre, sanığın ve müdafinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Bu aşamada tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar. Mahkeme başkanı veya hakim, duruşmanın başladığını açıklar ve sanığın açık kimliği saptanarak, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır. Devamında sanığın yüzüne karşı iddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılar. Ardından sanığa, müdafi isteme, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmama ve suç isnadından kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı hakkı ile CMK madde 147 de belirtilen diğer hakları hatırlatılır. Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu yapılır.
Ceza Davalarında İlk Duruşmada Tutuklama Olur Mu?
Ceza yargılamamızda kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması ve şüphelinin / sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların varlığı veya delilleri yok etme, gizleme, değiştirme veya tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma hususlarında kuvvetli şüphe uyandıran hallerde hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında tutuklama kararı verilebilir.
Ancak sadece adli para cezası gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlar hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Aynı şekilde tutuklamanın bireylerin yaşantısı üzerinde doğuracağı ağır sonuçlar göz önüne alındığında tutuklama kararının orantılılık ilkesi dikkate alınarak son çare olarak uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle, ceza yargılamasına konu somut gerçeklerin tespiti için sanığın tutuklanmasına gerek yoksa veya aynı sonuca başka koruma tedbirleri ile de ulaşılabiliyorsa orantılılık ilkesi gereğince tutuklama kararı verilmeyecektir.
Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklama kararı sulh ceza hakimi tarafından Cumhuriyet savcısının talebiyle yapılabilirken, kovuşturma aşamasında görevli mahkeme re’sen de sanık hakkında tutuklama kararı verebilir. Bu kapsamda ceza davalarında ilk duruşmanın görülmesi kovuşturma evresinde olduğu için mahkeme tarafından sanık hakkında tutuklama kararı verilmesi mümkündür. Ancak tutuklama istemlerinde mutlak gerekçe gösterilmesi ve diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı hukuki ve fiili nedenlere dayalı olarak belirtilmelidir.
Aynı şekilde, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye talebinin reddine ilişkin kararlarda; tutuklama nedenleri ile kuvvetli suç şüphesinin varlığının devam ettiği ve adli kontrol uygulanmasının yetersiz kalacağı somut olgularla gerekçelendirilmelidir.
Verilen tutuklama, tutukluluk halinin devamı, tahliye talebinin reddi kararları, gerekçeleri ile birlikte şüpheli veya sanığa sözlü olarak okunarak, kararın bir örneği de kendilerine verilecektir.