Boşanma Davası

Boşanma davası nedir?

Boşanma Davası

Boşanma Davası 

Boşanma davası, eşlerden birinin veya her ikisinin, Türk Medeni Kanunu’nda (TMK m.161–166) öngörülen sebeplerden birine dayanarak açtığı ve mahkeme kararıyla evlilik birliğine son verilmesini amaçlayan bir davadır.
Evlilik birliği, aile kurumunun temelini oluşturması nedeniyle, toplumsal yapıyı da etkileyen bir kavramdır.

Boşanma davası kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olup yalnızca eşler tarafından açılabilir; üçüncü kişiler ya da idari makamlar böyle bir davayı açamaz. Görevli mahkeme Aile Mahkemesi’dir, yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yerdeki Aile Mahkemesidir (TMK m.168).

Bu yönüyle boşanma davası, hem maddi hukuk hem de usul hukuku açısından çift yönlü bir inceleme gerektirir. Zira boşanmanın gerçekleşmesi için yalnızca sebebin varlığı değil, bu sebebin ispatı da zorunludur.

Boşanma Davasında İspat Nasıl Yapılır?

Boşanma davasında ispat, davanın temelini oluşturan maddi vakıaların hâkimin vicdani kanaatini oluşturacak ölçüde ortaya konulmasıdır. Zeki Zorlu’nun ifadesiyle, “boşanma sebebinin varlığı tek başına yeterli değildir; taraflar bu sebebin temelindeki vakıaların da varlığını mahkeme önünde ispat etmelidir”.

İspat yükü, TMK m.6 ve HMK m.190 uyarınca, “hakkını bir vakıaya dayandıran tarafın o vakıayı ispat etmesi” kuralına dayanır. Örneğin, zina sebebiyle açılan bir davada bu fiili ileri süren taraf, delilleriyle bu iddiasını ortaya koymakla yükümlüdür.

Deliller; tanık beyanı, hukuka uygun şekilde elde edilmiş olmak kaydıyla yazılı belgeler, ses-görüntü kayıtları ile bilirkişi incelemeleri ve keşif gibi yollarla sunulabilir.

Ancak burada hukuka aykırı delil yasağı son derece önemlidir. Delil ne kadar güçlü olursa olsun, eğer özel hayatın gizliliğini ihlal ederek elde edilmişse, mahkeme tarafından dikkate alınmaz. Ancak bu durumun tek istisnası başka suretle ispatı mümkün olmayan ve koybolma ihtimali bulunan durumlarda elde edilen delillerdir.

Boşanma davalarında ispat, hâkimin “vicdani kanaat sistemi” çerçevesinde yürütülür. Yani hâkim, delilleri serbestçe değerlendirir ve sadece hukuken geçerli olanlar üzerinden karar verir. Bu nedenle ispat süreci, diğer özel hukuk davalarına kıyasla daha titiz bir değerlendirme gerektirir.

Boşanma Davası ile Birlikte Hangi Davalar Açılmalı?

Boşanma, birçok hukuki sonucu beraberinde getiren bir davadır. Evliliğin sona ermesiyle birlikte eşler arasında doğacak mali ve kişisel sonuçlar genellikle aynı süreçte karara bağlanır. Bu nedenle uygulamada, boşanma davasıyla birlikte aşağıdaki taleplerin ileri sürülmesi uygun olur:

  • Maddi ve Manevi Tazminat Davası (TMK m.174)
  • Nafaka Davaları (tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası)
  • Mal rejiminin tasfiyesi ve mal paylaşımı davası (TMK m.202 ve devamı)
  • Ziynet eşyası ve düğün takıları alacağı davası

Bu davalar, ya boşanma davası içinde talep edilerek ya da boşanma kararı kesinleştikten sonra ayrı bir dava olarak açılabilir. Ancak uygulamada, hak kaybı yaşanmaması adına bu taleplerin boşanma davasıyla birlikte ileri sürülmesi önerilir.

Boşanma Davasında Tazminat Nedenleri Nelerdir?

Boşanma sonucu tazminat talebi, kusura dayalı bir hak olup, TMK m.174’te düzenlenmiştir. Kusursuz veya daha az kusurlu eş, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zedelenmişse manevi tazminat; evliliğin bitmesiyle maddi kayba uğramışsa maddi tazminat isteyebilir.

Tazminatın amacı boşanma nedeniyle uğranılan manevi sarsıntıyı hafifletmek ve ekonomik dengesizliği gidermektir. Tazminat talebinin kabulü için karşı tarafın kusurunun ve zarar görenin mağduriyetinin somut deliller ile ispat edilmesi gerekmektedir.

Tazminatın miktarı, tarafların ekonomik durumu, evlilik süresi, yaş, kusur ağırlığı gibi unsurlar dikkate alınarak belirlenir. Yargıtay uygulamasında; “karşı tarafın sadakat yükümlülüğünü ihlali” ve “onur kırıcı davranışlar” gibi durumlar tazminat gerekçesi olarak sıkça kabul edilir.

Boşanma Davasında Nafaka Çeşitleri Nelerdir?

Nafaka, boşanma sürecinde veya sonrasında tarafların ve çocukların ekonomik güvenliğini sağlamak için düzenlenmiş mali bir yükümlülüktür.
Türk Medeni Kanunu’nda sayılmış dört tür nafaka vardır:

  • Tedbir nafakası (TMK m.169): Boşanma davası devam ederken, eşin veya çocukların geçimi için hükmedilir. Boşanma davasının sonuçlanması halinde ortadan kalkar
  • Yoksulluk nafakası (TMK m.175): Boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek eş lehine, diğer eşin mali gücü oranında bağlanır.
  • İştirak nafakası (TMK m.182): Çocukların bakım ve eğitim giderlerine katılmak için ö
  • Yardım nafakası: Soy bağından kaynaklanan genel yükümlülük olup, boşanma süreciyle sınırlı değildir.

Nafaka talebinde bulunabilmek için talep edenin kusuru ya da kusursuzluğu aranmaz. Yoksulluk nafakası yönünden boşanma sonrasında eşlerden birisinin yoksulluğa düşmesi hali aranır. İspat yükü, nafaka isteyen tarafta olup, ekonomik durumun belgelerle desteklenmesi gerekir.
Nafaka miktarı belirlenirken tarafların sosyal ve ekonomik durumunu, yaşam standartlarını, çocukların yaş ve eğitim düzeyi dikkate alınır.

Boşanma Davasında Mal Paylaşımı ve Mal Rejimi Davası Nedir?

Boşanma davalarında mal paylaşımı, mal rejimi davaları ile görülmekte olup bu nedenle çoğu zaman boşanmanın ekonomik olarak da gerçekleşmesi olarak kabul görür.

Evliliğin sona ermesiyle birlikte eşler arasındaki mal rejimi de tasfiye edilir. 1 Ocak 2002 tarihinden sonra yapılan evliliklerde, yasal mal rejimi “edinilmiş mallara katılma rejimi”dir.

Yasal mal rejiminde rejimde her eş, evlilik süresince edindiği malların yarısı üzerinde diğer eşe katılma payı öder. Boşanma davası sırasında ya da sonrasında, bu payın belirlenmesi için mal rejimi tasfiyesi davası açılır.

Mal paylaşımı davası, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte görülebilir. Zira TMK m.225 uyarınca, mal rejimi, evliliğin sona erdiği tarihte son bulur.

Mal paylaşımı yapılırken eşlerin kişisel malları (örneğin miras veya bağış yoluyla edinilenler) bu tasfiyeye dahil edilmez. Bu davalar çoğu zaman karmaşık olup, bilirkişi raporları ve tapu kayıtları gibi teknik delillerle yürütülür.

Boşanma Davasında Düğünde Takılan Takılar Nasıl Paylaşılır ve Ziynet Alacağı Davası Nedir?

Ziynet alacağı davası, boşanma sürecinde veya sonrasında, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının (altın, bilezik, kolye vb.) iadesi veya bedelinin talep edildiği davadır.

Yargıtay içtihatlarında; düğünde takılan altın, bilezik ve ziynet eşyaların, tamamının kadına mı bağışlanmış sayılacağı yoksa erkek ve kadına eşit şekilde mi bağışlanmış sayılacağı konusunda çelişkili kararlar bulunmaktadır. Fakat çoğunlukla kabul gören uygulama düğünlerde takılan altın, bilezik ve ziynet eşyaların kadına bağışlanmış olduğunun kabulü yönündedir.

Eğer bu takılar evlilik içinde bozdurulmuş veya kaybedilmişse, kadın “ziynet alacağı davası” açarak değerinin iadesini talep edebilir. Bu dava, genellikle boşanma davasıyla birlikte açılır. İspat yükü, ziynetlerin kadına ait olduğunu ve geri verilmediğini iddia eden tarafta olup, tanık beyanı ve düğün videoları gibi delillerle desteklenmelidir.

Fakat bu tür delillerin sunulmasında özel hayatın gizliliği sınırının aşılmaması gerekir. Örneğin gizli kamera veya telefon kayıtlarıyla ispat yapılması, hukuka aykırı delil oluşturur ve mahkemece reddedilecektir. Ancak bu durumun tek istisnası başka suretle ispatı mümkün olmayan ve koybolma ihtimali bulunan durumlarda elde edilen delillerdir. Bu delilleri verimli kullanabilmek için Ankara Boşanma Avukatı veya Çayyolu Boşanma Avukatı olarak hizmet veren en iyi avukatlar ile çalışmanız gerekmektedir.

Nasıl Boşanma Davası Açılır?

Boşanma davası, eşlerden birinin avukatı aracılığıyla veya bizzat kendisi tarafından eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları ikametin bulunduğu Aile Mahkemesi’ne verilecek bir dava dilekçesiyle açılır.
Dilekçede şu unsurların bulunması gerekir:

  • Tarafların kimlik ve adres bilgileri,
  • Dayanılan boşanma sebebi (örneğin zina, terk, evlilik birliğinin temelden sarsılması gibi),
  • Olayların kronolojik anlatımı,
  • Delil listesi
  • Nafaka, tazminat ve diğer talepler.

Eğer taraflar arasında boşanma dışında, mal paylaşımı ve ziynet alacağı gibi hususlarda uyuşmazlık mevcut ise bu davaların ayrıca açılması gerekmekte ve yukarıda belirtilen unsurlar talepler yönünden düzenlenmelidir.

Dava açıldıktan sonra mahkeme ön inceleme duruşması yapar, delilleri toplar ve tarafları dinler ancak boşanma kararı,  hâkimin “boşanmaya vicdanen kanaat getirmesiyle” verilir (TMK m.184/2). Bir başka ifadeyle hakim boşanma konusunda tarafların açıklamaları ve kabulleri ile bağlı olmayıp tamamen vicdani kanaatiyle hareket eder.
Karar kesinleştiğinde, nüfus kayıtlarına işlenir ve evlilik birliği sona ermiş olur.

 

Av. Berke Balaban |  İmar Avukatı | Ceza Avukatı | Şirket Avukatı | Boşanma Avukatı | Ankara Avukat | Çayyolu Avukat | Balgat Avukat
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.