
Encümen Kararı Nedir?
Bu yazımızda sizlere Encümen kararı, yıkım kararı ve bu süreçteki itirazlar ve dilekçe örnekleri ile ilgili bilgilendirme hazırladık. Belediye encümeni, 5393 sayılı Belediye Kanunu uyarınca belediyenin karar organlarından biridir. Encümen, belediye başkanı ve belirli sayıda üyenin oluşturduğu bir kurul olup kanunların kendisine verdiği görevleri yerine getirir.
Yıkım Kararı Nedir?
İmar hukukunda, ruhsatsız veya ruhsata/projeye aykırı yapıların yıkımına karar verme görevi belediye encümenine aittir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi açıkça, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı inşa edilen yapıların yıkımına, belediye encümeninin (belediye sınırları dışında ise il özel idaresi encümeninin) karar vereceğini belirtmektedir. Aynı Kanun’un 42. maddesi ise, bu aykırılığı gerçekleştiren sorumlular hakkında idari para cezası verilmesini öngörür. Nitekim uygulamada encümen, yıkım kararı ile birlikte kaçak yapı sahibine idari para cezası da vermektedir.
Yıkım kararı süreci genellikle şu şekilde ilerler:
- İnşaatın durdurulması: İlgili belediye, yapının kaçak olduğunu tespit ettiğinde ilk olarak inşaatı durdurur ve bir yapı tatil tutanağı düzenleyerek inşaatı mühürler. Bu tutanak yapıya asılmak suretiyle yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu aşamada inşaatın mevcut durumu kayda geçirilir ve yapı sahibine taşınmazı eski hale getirmesi veya ruhsatsız kısımları ruhsata bağlaması için en geç bir aylık bir süre verilir.
- Yapının ruhsata bağlanma imkanı: Belediyenin teknik birimleri, söz konusu kaçak yapının imar planına veya mevzuata uygun bir şekilde sonradan ruhsatlandırılıp ruhsata bağlanıp bağlanamayacağını değerlendirir.
- Eğer yapının ruhsata bağlanması mümkün değilse (örneğin imar planına aykırı bir alanda ise), süre verilmeksizin doğrudan belediye encümeni kararı ile yapının yıkılmasına karar verilir. Bu durumda encümen, kanunen bekleme süresi tanımadan yıkım işlemini onaylar.
- Eğer yapının sonradan ruhsat alması veya projeye uygun hale getirilmesi mümkün ise, yapı sahibine eksiklerini gidermesi veya ruhsat alması için bir ay süre tanınır. Bu bir aylık süre içinde yapı sahibi, ya gerekli ruhsatı almak ya da yapıyı ruhsat ve eklerine uygun hale getirmek durumundadır.
.
- Sürenin sonunda kontrol: Verilen süre sonunda, belediye tarafından tutanağa bağlanmak üzere tespit yapılır. Yapı sahibi gereken yapıyı eski haline getirmez, düzeltmeleri yapmaz veya ruhsat alamazsa, İmar Kanunu 42. Madde hükümleri doğrultusunda 10 günlük yasal süre içerisinde Belediye Encümeninden idari para cezası verilmesinin sağlanması, 30 günlük süre içerisinde de düzeltilmemiş ise yıkım kararı alınması sağlanır.
- Ardından belediye encümeni kararıyla yapının yıkımı kesinleştirilir. Encümen bu aşamada yıkım kararı almakla yükümlüdür.
- Tebligat ve yıkımın uygulanması: Encümen tarafından alınan yıkım kararı, ilgili yapı sahibine yazılı olarak tebliğ edilir.
- Karar tebliğ edildikten sonra, kişinin 60 günlük süre içerisinde yetkili idare mahkeme mahkemesinde dava açma ve kararı düzenleyen belediyeye itirazda bulunma hakkı vardır. Yapı sahibi hukuken belirtilen süre içinde itiraz etmez veya yargı yoluna başvurmazsa karar kesinleşir. Kesinleşen yıkım kararı sonrasında belediye, yapıyı fiilen yıkar ve masrafları yapı sahibinden tahsil eder.
Yıkım Kararına Karşı Dava Açılabilir Mi?
Belediye encümeninin almış olduğu yıkım kararı, bir idari işlemdir. Vatandaşlar, bu işleme karşı yargı yoluna başvurma hakkına sahiptir. Bu kapsamda başvurulacak yol, idari yargıda iptal davası açmaktır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre, idare mahkemesinde encümen kararının iptali için dava açılabilir. İdari dava açma süresi, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün olup, bu süre içinde yetkili idare mahkemesinde dava açılması gerekmektedir. Bunun beraberinde, encümen kararlarında genellikle vatandaşın kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesine dava açabileceğine dair bilgilendirme yapılması zorunludur. Yetkili mahkeme, yıkım kararını veren idarenin (belediyenin) bulunduğu yer idare mahkemesidir. Örneğin karar Ankara’daki bir ilçe belediyesince alınmışsa, Ankara idare mahkemelerinde dava açılmalıdır. Burada önemle vurgulanmalıdır ki, dava açmak tek başına yıkım işlemini durdurmaz. İdare hukukunda, idari işlemler hakkında dava açılması, o işlemin yürütülmesini otomatik olarak ertelemez; bu nedenle, yapı sahibi yapı yıkılmadan önce mahkemeden yürütmenin durdurulması talep etmelidir. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca, dava devam ederken yıkım işleminin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulabilmesi için mahkemeden yürütmenin durdurulması kararı istenebilir. Mahkeme, eğer yıkım işleminin uygulanması halinde telafisi imkânsız zararlar doğacak ve işlem açıkça hukuka aykırı ise yürütmenin durdurulmasına karar verebilir.
Yürütmenin durdurulması kararı alındığı takdirde, dava sonuçlanana kadar belediye yıkımı gerçekleştiremez. Bu yüzden, yıkım kararına karşı dava açan bir vatandaşın, dilekçesinde öncelikle yürütmenin durdurulması isteminde bulunması kendi yararına olacaktır. Aksi halde, yıkım kararlarının uygulanmakla etkisi tükenen idari işlemlerden olması nedeniyle mahkeme kararı ile encümen kararı iptal edilse dahi, gerçekleşen yıkım işlemi geri alınamayacağı için doğan zararın giderilmesi için ayrı bir dava açılması gerekecektir.
Özetle; encümenin yıkım kararına karşı iptal davası açılabilir ve bu dava 60 günlük yasal süre içinde ilgili idare mahkemesinde açılmalıdır. Dava sürecinde vatandaş hukuki gerekçelerini sunarak, yapının yıkımının hukuka aykırı olduğunu ileri sürecektir. Bu süreçte mahkeme, belediyenin işleminin hukuka uygunluğunu denetleyecek; eğer işlemi hukuka aykırı bulursa kararı iptal edecek, hukuka uygun görürse davayı reddedecektir.
Kararı Veren Belediyeye İtirazda Bulunulabilir Mi?
Encümen tarafından alınan yıkım kararına karşı, dava açmadan önce idari mercilere başvuru yolunu kullanma imkanı da vardır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesi, vatandaşlara idari dava açmadan önce ilgili idareye itiraz/başvuru yapma seçeneği tanımaktadır. Bu maddeye göre, ilgililer, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için, varsa bir üst makama, yoksa işlemi yapan makamın kendisine, 60 günlük idari dava açma süresi içinde başvuruda bulunabilirler. Belediye encümeninin kararında hiyerarşik olarak başvurulacak bir üst makam bulunmadığı için, bu kural uyarınca yapı sahibi belediye başkanlığına yeniden değerlendirme talebi ile başvurabilir. Bu başvuru, halk arasında “belediyeye itiraz” veya “dilekçe ile müracaat” şeklinde de ifade edilebilir. İdari itiraz niteliğindeki bu başvuru, encümen kararının hukuka aykırı olduğunu düşündüğünüz hususları belediyeye iletip kararın gözden geçirilmesini talep etme yoludur. İdareye yapılan bu başvuru, 2577 sayılı Kanun gereği idari dava açma süresini durdurur.
Örneğin yapı sahibi, karar tebliğ edildikten sonra, 20. günde belediyeye itiraz ettiyse, itiraz süreci sonuçlanana kadar kalan dava açma süresi işlemez. Belediye, bu başvuruya 30 gün içinde cevap vermek zorundadır. Eğer 30 gün içinde bir cevap verilmezse, talep zımnen (örtülü olarak) reddedilmiş sayılır. Başvurunun açıkça veya zımnen reddedilmesi halinde, durmuş olan dava açma süresi kaldığı yerden yeniden işlemeye başlar. Bu durumda yapı sahibi, kalan süre içinde (başvuru yaptığı tarihe kadar geçmiş süre de hesaba katılarak) idare mahkemesinde iptal davasını açabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, belediyeye yapılan itirazın zorunlu bir yol olmadığıdır. Yani yapı sahipleri, isterlerse idareye hiç başvurmadan doğrudan doğruya mahkemeye gidebilirler. İdari başvuru yolu, tamamen isteğe bağlı bir yoldur. Bu yolu kullanmanın avantajı, idareye kendi hatasını düzeltme fırsatı vermek ve bazen de dava açma süresini esnetmektir. Örneğin, belediye bazı durumlarda yeni bilgiler ışığında kararını geri alabilir veya düzeltme yoluna gidebilir.
Dezavantajı ise, bu süreçte idarenin yıkım işlemini uygulamasını engelleyecek bir otomatik durdurma etkisinin olmamasıdır. Belediye, vatandaşın itiraz başvurusu yapması nedeniyle yıkım kararını uygulamayı ertelemek zorunda değildir.
Bu nedenle eğer idareye başvuru yapıldıysa dahi, eş zamanlı olarak (veya en geç idarenin olumsuz cevabından sonra) yargı yoluna başvurmaya hazır olunmalıdır. Hatta yapının acilen yıkılma tehlikesi varsa, idareye itiraz yerine doğrudan mahkemeden yürütmeyi durdurma istemek daha etkili bir yöntem olacaktır.
ENCÜMEN KARARINA / YIKIM KARARINA İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
… BELEDİYESİ BAŞKANLIĞINA
TALEPTE BULUNAN : …. (TCKN:……)
İtirazda Bulunanın Tebligat Adresi
VEKİLİ : Av. Berke BALABAN
KONU : …. Belediye Başkanlığı / Yapı Kontrol Müdürlüğü’nün, ….. tarihli, 2024/… sayılı kararının iptali istemli dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR
Müvekkil; … ilçesi, … Mahallesi, … Sitesi, .. numaralı bağımsız bölümün malikidir.
Sayın Belediyeniz tarafından; müvekkilin ruhsatsız ve kaçak olarak yapı tatil zaptında gösterilen şekil ve ölçülerde, bodrum + zemin kat üzerinde sundurma yapıldığından bahisle 02.12.2020 tarihinde taşınmaz hakkında yapı tatil zaptı düzenlenmiştir.
Daha sonrasında yeniden Belediye ekiplerince yapılan tespit sonrasında taşınmazın eski hale getirilmediğinden bahisle tespit tutanağı tutulmuş ve …. Belediye Başkanlığı / Yapı Kontrol Müdürlüğü’nün, ….. tarihli, 2024/… sayılı kararı ile müvekkilin taşınmazı hakkında idari para cezası ve yıkım kararı tesis edilmiştir.
İzah edilen sebeplerden ötürü; müvekkile toplamda 71.532,72 TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir. İşbu karar tarafımıza 19.10.2024 tarihinde tebliğ edilmiş olup, yasal süresi içerisinde itirazlarımızı sunma zaruretimiz hasıl olmuştur. Bahse konu karar tamamı ile haksız ve hukuka aykırıdır. Şöyle ki;
Bilindiği üzere; yargı kararlarında pergola ve sundurma kavramları birbirinin yerine kullanılmakta, her iki imalat için de aynı ilkeler esas alınarak karar verilmektedir. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 4.maddesinin, 4.fıkrasının, mmm bendinde pergolanın tanımı açıklanmıştır.
İlgili maddeye göre Pergola; “Bahçede, bina cephelerini değiştirmemek kaydıyla terasta, hafif yapı malzemelerinden dikme ve sık kirişleme ile yapılan ve üzerine yeşil bitki örtüsü sardırılabilen, etrafı açık, yapı ruhsatı olmaksızın inşa edilebilen yapıları ifade eder.”
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde de açıkça belirtildiği üzere; pergola inşası için herhangi bir yapı ruhsatı olması şart değildir. Müvekkilin inşa etmiş olduğu pergolanın cephesi açık olup, ahşap malzemeden yapılmış ve taşınmazın m² sini de artırmamaktadır.
Müvekkilin inşa ettiği pergolada, yasaya aykırı herhangi bir durum bulunmamaktadır. Danıştay’ın yerleşik içtihatlarında da taşıyıcı sisteminin ahşap malzemeden yapıldığı, etrafının açık ve binaya bitişik yapılan pergolaların ruhsata tabi olmadığı belirtilmiştir.
Bunun beraberinde, yine Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 59. Maddesinde yapı ruhsatı gerektirmeyen inşai faaliyetler belirtilmiştir. İlgili maddenin 1. fıkrası şu şekildedir:
“Basit tamir ve tadiller, balkonlarda yapılan açılır kapanır katlanır cam panel uygulamaları, korkuluk, PERGOLA, çardak/kameriye ve benzerlerinin yapımı ile bölme duvar, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak, çatı ve benzeri elemanların tamiri ve pencere değişimi RUHSATA TABİ DEĞİLDİR.”
Yukarıda izah edilen hususlar doğrultusunda, Sayın Belediyenizin 30.07.2024 tarihli, 2024/4109 sayılı kararının herhangi bir hukuki dayanağı bulunmamakta olup, haksız ve yasaya aykırı olan işbu kararın iptaline karar verilmesini Sayın İdarenizden saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim.
Talepte Bulunan Vekili
Av. Berke BALABAN
ENCÜMEN VE YIKIM KARARINA KARŞI İPTAL DAVASI DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
… NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİNE
Yürütmenin Durdurulması Taleplidir.
Duruşma Taleplidir.
DAVACI :….
– Mernis Adresidir
DAVALI : … Belediye Başkanlığı
KONU : … Belediye Başkanlığının … tarih … sayılı Encümen Kararı ile birlikte … sayılı ve ……..tarihli Encümen Kararları’nın ve ilgili karar ile tesis edilen yıkım ve idari para cezasının iptali talepli dava dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR
Huzurdaki davaya konu olan … Belediye Başkanlığı Encümen Kararları ….. tarihinde tarafıma tebellüğ olduğundan yasal süresi içerisinde yargı yoluna başvuru yapma zarureti hasıl olmuştur.
Nitekim, … Belediye Başkanlığınca tesis edilen idari işlemin kabulü mümkün değildir.
Şöyle ki;
1-) DAVALI İDARECE TESİS EDİLEN ENCÜMEN KARARININ MUHATABI
HATALIDIR.
Davalı idarece düzenlenen 06/02/2025 tarihli ve 2025/700 sayılı encümen kararı, cezaların şahsiliği ilkesini (Kabahatler Kanunu Madde 27) açıkça ihlal etmektedir. Zira, encümen kararı ve yapı tatil zaptları, … adlı kişi aleyhine düzenlenmesi gerekirken şahsım adına düzenlenmiş akabinde aleyhime encümen kararı düzenlenmiştir.
Bu durum, idarenin araştırma ve doğru kimlik tespiti yükümlülüğünü yerine getirmediğinin ve maddi vakıa hatası yapıldığının açık ispatıdır.
Davalı idarece yapılan bu hata hem İdari Yargılama Usulü Kanunu Madde 2’de düzenlenen “hukuka uygunluk karinesini” dahi ihlal niteliğindedir.
2-) DAVALI İDARECE KABAHATTEN KAYNAKLI CEZALARIN TEKLİĞİ İLKESİNE AYKIRI HAREKET EDİLMİŞ OLUP TEK BİR EYLEM BAKIMINDAN BİRDEN FAZLA KEZ CEZALANDIRMA YOLUNA GİDİLMİŞTİR.
Davalı Belediyece, yine muhatabı olmamam gereken ve yine aynı taşınmaz ilgili daha öncesinde encümen kararı düzenlenmiştir. Şöyle ki; … Belediye Başkanlığının … tarih ve … karar sayılı encümen kararı ile aleyhime 398.948 TL idari para cezası ve yıkım kararı tesis edilmiştir.
İç hukukumuz bakımından olaya bakacak olursak, 5237 sayılı TCK’nin 1. maddesinde, “Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir” denilmektedir. Kanunda bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir. 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 1.maddesinde ise, “Bu Kanunda; toplum düzenini, genel ahlâkı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla; … çeşitli kabahatler tanımlanmıştır.”
Hal böyle olunca, gerek 5326 sayılı Yasadaki kabahati, gerekse 5237 sayılı Yasadaki cürmi hemen hemen aynı amacı gerçekleştirmek amacıyla konulduğu anlaşılmakla, bir fiile hem kabahati hem de cürmi ceza verilmesi yahut fiilin iki ayrı idari yaptırım hükmünü ihlal ettiğinden bahisle çifte kabahati yaptırım uygulanması hem Kabahatler Kanunu m.15/3 ve 2’ye hem de protokol hükümlerine aykırı bulunmaktadır.
Bu doğrultuda davalı yanın idari para cezası uygulama yetkisinin dayanağının Kabahatler Kanunu olduğu ve tarafımca icra edildiği iddia olunan tek bir eylem bakımından iki kez idari yaptırım uygulanması durumu temel hukuk düzenine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
3-) DAVALI İDARECE TESİS EDİLEN İŞLEM YUKARIDA İZAH ETMİŞ OLDUĞUM ÜZERE HUKUKA AYKIRI BULUNDUĞUNDAN HUKUKA AYKIRI OLMA ŞARTI VE İLGİLİ TAŞINMAZIN YIKILMASI KARARI BAKIMINDAN TELAFİSİ İMKANSIZ/GÜÇ ZARAR ORTAYA ÇIKMA ŞARTI GERÇEKLEŞMİŞTİR. BU BAĞLAMDA SÖZ KONUSU İDARİ İŞLEM HAKKINDA YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27/2. Maddesine göre “Danıştay ve İdari Mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir ” hükmüne yer vermiştir.
Dava konusu encümen kararının; gerek idari para cezasına teşkil edebilecek nitelikteki eylemlerin tarafımca yapılmaması gerekse de işbu dava dilekçesinde bahsedilen diğer hususlarda bahsedildiği üzere dava konusu idari işlem açıkça hukuka aykırı olmakla beraber idari işlem nedeniyle tesis edilen para cezası ve yıkım kararının tarafım üzerinde telafisi güç zararlar doğuracağı açıktır.
Bu bağlamda, telafisi güç zararların önlenmesi için; hukuka aykırı dava konusu idari işlemlerin yürütülmesinin ivedilikle durdurulmasına karar verilmesini talep ediyorum.
Yukarıda detaylı şekilde izah etmiş olduğum üzere … Belediye Başkanlığının … tarih … sayılı Encümen Kararı iptale tabidir. Aynı zamanda … Belediye Başkanlığının … tarih …. sayılı Encümen Kararına dayanak teşkil eden belgeler … Belediye Başkanlığının … sayılı ve … tarihli Encümen Kararının gerekçesi olduğundan işbu Encümen Kararı da iptale tabidir. Bu bağlamda işbu Encümen Kararları’nın iptalini talep etme zarureti hasıl olmuştur.
HUKUKİ DELİLLER: İşbu dilekçenin ekinde sunulan ve ileride sunulacak belgeler ile birlikte; … Belediye Başkanlığının 01.01.2023 tarih ve 2023/… karar sayılı Encümen Kararı ( celbi ), 2025/…. sayılı ve 01.01.2025 Tarihli Belediye Encümeni Kararı (celbi), 01.01.2022 tarihli Yapı Tatil Zaptı (celbi), 01/02/2022 tarihli Yapı Tespit Tutanağı (celbi) tanık, keşif, bilirkişi, yemin, yasal ve sair her türlü delil.
HUKUKİ SEBEPLER : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 5393 Sayılı Belediye Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili diğer mevzuat.
NETİCE VE TALEP :Yukarıda izah edilen ve Sayın Mahkeme tarafından re’sen gözetilecek nedenlerle; T.C. … Belediye Başkanlığı Encümeni’nin … sayılı ve … tarihli Encümen Kararı ile birlikte … sayılı ve … tarihli Encümen Kararlarının öncelikle YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA ve nihayetinde İPTALİNE, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı İdare üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
DAVACI
İmar hukuku ile ilgili bilgi almak için link üzerinden yazımızı inceleyebilirsiniz.